Dostum, açık konuşayım mı? Bu oyunun adını görünce bir tık tedirgin oldum. “Fortune Spells” ha? Dedim “Şimdi bu da ne? Tılsım mıdır, büyü müdür, ne iş?” Ama sonra bir çevirdim makarayı… ulan meğer şans denen şeyin sihirle bir alakası varmış. Slotter’da denk geldim, ilk spin’den sonra gözümde yıldızlar döndü.
Bu oyun seni sarıyor. Sihir gibi değil de, daha çok eskilerden kalma bir masal havasında. Renkler loş, semboller büyülü, ama kazançlar? Bildiğin gerçek. Hiç öyle göz boyama yok. Kazanıyorsun muhtemelen çünkü oyun kendini sevdiriyor.
Fortune Spells’in olayına gelelim… büyücü dayı var, gözlerinden ateş çıkaracak gibi. Sembollerde kitaplar, yıldızlar, iksirler, koca kazanlar… hepsi var. Ama en güzeli ne biliyor musun? Üç tane scatter denk geldi mi… hop, bonus zamanı. Üstelik bonus başlarken sembollerden biri seçiliyor, ekranın her yerine yayılıyor. Yayılınca? Valla ekran birden altın tabak gibi oluyor.
Slotter burada devreye giriyor. Bu oyun atmosfer işidir, müzikle, geçişlerle büyüyü hissettireceksin. Slotter da bunu çatır çatır yapmış. Her detay oyunun havasını besliyor. Çevirdikçe “Bir tık daha, belki de büyü bu sefer çalışır” diyorsun.
Bu oyunun bir güzelliği de şu: Karman çorman değil. Beş makaralı, sade yapılı. Kafanı karıştırmıyor. Özellikle slot oyununa yeni başlayanlara çok uygun. Çünkü neyin ne olduğunu anlıyorsun. Ama dikkat! Anladıkça bağımlısı oluyorsun.
Bir bakmışsın, “Bir spin daha…” diyorsun. Sonra hoop bir bakıyorsun ekran full sembol. Hele bir de seçilen sembol yüksek ödemeli çıkarsa… mis gibi. Zaten Slotter’ın akıcı arayüzü, oyun deneyimini kusursuz hale getiriyor.
Fortune Spells’te mesele sadece şansa kalmıyor. Zamanlama, takip, sabır… bunlar önemli. Her turda bir umut, her kazançta bir tebessüm var. Hele ki bir kez büyük kazanç aldıysan, o hissi unutamıyorsun. Ve o his seni tekrar tekrar çağırıyor.
Bu yüzden bu oyun sadece büyü değil, aynı zamanda karakter testi. Dayanabilecek misin, sabredecek misin, doğru yerde çevirecek misin? İşte asıl sihir burada yatıyor.
Bak şimdi… bazı oyunlar vardır ya, ilk bakışta sana göz kırpar. İşte Wolf Gold onlardan…
Kardeşim bazı oyunlar var, ismine bakıyorsun “şanslıymış” diyorsun. Sonra başlıyorsun, bir bakıyorsun... hakikaten öyle. Lucky…
Release the Kraken, bak abi, bu oyunun adını ilk gördüğümde içimden “Ulan bu Kraken kim?”…
Bak dostum, tarih dersi vermeye niyetim yok ama konu Mısır olunca ister istemez ciddiyet çöker…
Dostum, baştan söyleyeyim… bu oyun biraz gizemli. Öyle pat diye açıp da “Hadi çevireyim” diyemezsin.…
Eye of Cleopatra, Bak şimdi… Cleopatra deyince zaten akan sular duruyor. Efsane kadın, güzellik desen…